31 Mayıs 2010 Pazartesi

Kıpçak Camii, Aşkabat, Türkmenistan

Kıpçak Camii, Aşkabat, Türkmenistan
(Kipchak Mosque in Ashgabat - Turkmenistan)
Sapar Murat Türkmenbaşı’nın Ruhi Mescidi Aşkabat’ın 20 km kadar dışında kalan Gıpçak (Kıpçak) köyü yakınlarında inşa edildi. 
2004 yılında tamamlanarak hizmete açıldı. 
Kıpçak Köyü, Türkmenbaşı’nın 1940 senesinde doğduğu köydür. 
1945’te babasının İkinci Dünya Savaşı’nda ölmesi üzerine yetim kalan Türkmenbaşı, 1948 senesindeki büyük Aşkabat depreminde annesi Gurban Sultan’ı kaybederek bu kez öksüz kalır. 
Deprem, iki de kızkardeşini almıştır Türkmenbaşı’nın… 
 Kıpçak Camii, Aşkabat, Türkmenistan
Yetimhanelerde ve daha sonra uzak akrabalarının yanında yetişir Türkmenbaşı.
Gün olur, devran döner... 
Türkmenistan'ın kurucusu ve "Ömürboyu Başkanı" olur. 
Türkmenbaşı doğduğu ve öksüz kaldığı Gıpçak Köyü’ne Orta Asya’nın en büyük camiini inşa ettirir ve cami 22 Ekim 2004’te törenle açılır.
Türkmenbaşı'nın Ruhi Mescidi'nin mimari tarzı, fazlasıyla Fas'ın  Kazablanka şehrindeki Kral II Hasan Camii'ne benzemektedir.
Fas ve Türkmenistan’da yapılan iki mescidin mimarî tarzlarının birbirine bu kadar yakın olması tesadüf değil. 
 Kıpçak Camii, Aşkabat, Türkmenistan
Türkmenbaşı’nın Ruhi Mescidi de, Kazablanka Kral Hasan II Mescidi de aynı firma tarafından, Fransız Bouygues Construction tarafından inşa edilmiş.
Türkmenbaşı dış ilişkilerde belirgin bir politika izlerdi. 
Uçaklar söz konusu olduğunda Boeing’i, tekstil ve orta ölçekli inşaatlar söz konusu olduğunda Türkleri, lüks araba ve finans işleri olduğunda Almanları, büyük ölçekli inşaatlar söz konusu olduğunda da Fransızları tercih ederdi.
Bu nedenle cami inşaatının 1994-95 yıllarında Türkmenistan’da Göktepe Camii’ni de inşa eden Fransız Bouygues Construction tarafından gerçekleştirilmesi sürpriz sayılmamalıdır.
Bouygues'in Kıpçak köyünde yaptığı caminin inşaatının Türkmenistan’a maliyetinin 87 milyon € (yaklaşık 100 milyon USD) olduğu belirtiliyor.

Mescidin açılışı, Türkmenbaşı ve Bouygues’in CEO’su Martin Bouygues tarafından yeşil kurdele kesilerek yapılmış. 
Türkmenbaşı kurdeleyi kestikten sonra üç kere Türkmenlere “Her şeye kadir olan Allah, bu mescidi kabul etti ve onu şimdi sizin eviniz yaptı” mealinde bir hitapta bulunmuş.
Açılışta havai fişekler gökleride uçmuş.
Orta Asya’nın en büyük mescidi olan binada aynı anda 10.000 kişi namaz kılabiliyor. 
Caminin ana girişine sağlı sollu Türkmenistan bayrakları asılı. 
Mescidin ana giriş kapısının haricinde kemerli girişleri ve çeşmeleri olan 7 girişi daha var.
 Kıpçak Camii'nin 91 m. Yüksekliğinde Minarelerinden Biri, Aşkabat, Türkmenistan
Mescidin 91 metre yüksekliğindeki minareleri Türkmenistan’ın bağımsızlığını ilân ettiği 1991 senesini sembolize ediyor. 
Minarelerin ve kubbenin tepesi güneş ışığıyla renk değiştiren bir malzeme ile kaplanmış. 
Hem kubbede hem de minarelerin her birinde birer Türkmen hilâli yer alıyor.
Mescidin parlayan kubbesinin üzerinde uçarak, konarak dans eden serçe kuşları boş bir sahaya kurulan mescidin çevresindeki en canlı görüntüyü oluşturuyor.
Ana giriş kapısının önünde “tak”a benzer bir giriş yapılmış. 
Kıpçak Camii (Türkmenbaşı Ruhi Mescidi), Aşkabat, Türkmenistan
Burada mescidin ismi, “Türkmenbaşı’nın Ruhi Mescidi” yazıyor. 
Hemen altında “Allanın önü her bir Türkmen bendesine açıktır” yazıyor… 
Ve altında önemli bir ayrım yapılıyor: 
“Ruhname mukaddes kitaptır, Kuran Allah’ın kitabıdır”… 
“Tak”ın kemer kısmının içi iç içe geçmiş sekizgen Türkmen yıldızı figürleri ile süslenmiş.
Ana giriş kapısının önünde beyaz mermer üzerine sarı yaldızlı yazıyla yazılmış “Garaşsız Baki Bitaraf Türkmenistan’ın Devlet Gımmı” yani devlet marşı yer alıyor. 
Türkmenbaşın kuran büyük binası
Berkarar devletim, ciğerim, canım,
Başların tacı sen, diller senası,
Dünya dursun, sen dur Türkmenistan’ım
Caminin İçinden Bir Görünüm
Binanın merkez kubbesini kare planında yerleştirilmiş 16 sütun taşıyor.
Mescidin mermer kaplama duvarları Kur'an-ı Kerim'den ve Türkmenbaşı’nın Ruhname’sinden alınan ifadelerle bezenmiş.
"Türkmen ilim aman bolsun", "Kalbimdeki heyecan siz" vb ifadeler...
Mescit bizim Türk coğrafyasında görmeye alışık olduğumuz camilere benzemiyor.
Türkmenlerin 100 yılı aşan Rus egemenliği döneminde din ile olan bağlantıları oldukça zayıfladığı için, dini pratikleri de bizlerden farklı.
Meselâ mescitteki Kuran-ı Kerimler ve Ruhnameler, yerde halıların üzerinde tutuluyordu.
Hürmetten dolayı kutsal kitabı yüksekte tutma adeti, belli ki Türkmenler arasında yok.
Binanın içinin fotoğrafının çekilmesi, "gadagan" yani yasak
Yine de yanda yer alan fotoğraf caminin içi ile ilgili bir fikir verebilir.
Caminin içinde oldukça başarılı bir akustik plan gerçekleştirilmiş.
Güçlü bir havalandırma sistem var.
Tüm bina yerden ısıtılıyor.
Zemin Türkmen halıcıları tarafından sekizden şeklinde dokunmuş 215 metre karelik dev bir halı ile kaplı. Binanın altında 100 otobüs ve 400 arabalık bir otopark mevcut.

Bina 36 hektarlık bir alana yapılmış.
Bu alanın yaklaşık 25 hektarlık kısmı, Kopetdağ’ın eteklerinden getirilen özel çiçekler ile İtalya ve İspanya’dan satın alınan dekoratif çiçekler, çalılar ve ekzotik ağaçlarla bezenmiş.
Kıpçak Köyü'nün hemen kuzeyinde başlayan Karakum Çölü'ne inat, mescidin çevresi sular, fıskıyeler ve havuzlar ile süslenmiş.
Mescid şehir dışında, çöle yakın, çorak bir alana inşa edildiği için yerler sürekli tozlanıyor.
Türkmen kadınları, tozlanan yerleri durmaksız temizliyor. 
Mescidin hemen yanında Türkmenbaşı’nın aile mezarlığı olarak hazırlattığı alan yer alıyor.
Türkmenbaşı, Aşkabat depreminde ölen annesi ve iki kızkardeşinin mezarlarını buraya taşıtmış.
Türbenin çevresindeki işlevsel olmayan sütunların üzeri kartal heykelcikleri ile süslenmiş. 
Türkmenbaşı öldükten sonra, bu aile mezarlığında, kendisi için hazırlattığı yere defnedilmiştir.


TÜRKMENİSTAN'DAKİ DİĞER CAMİLERİ GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder